9 Nisan 2008 Çarşamba

ARKADAŞ...

Orta Asya' da savaşın ok ve yay ile yapıldığı dönemlerde Türk savaşçılar, arkalarından gelebilecek bir saldırıyı önlemek için,sırtlarını bir ağaca, kaya veya taşa vererek, ok atarlarmış. Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra bu sırt dayanan taşın ismi ARKA-TAŞ veya Azerbaycan'daki telaffuzuyla 'ARKA-DAŞ' şeklinde dilimize yerleşti.

Bugün bile güvenebileceğimiz bizi arkadan vurmayacak olan,samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir. 'Dostluk' kavramının zaman içinde, insanın arkasını yaslayabileceği ve kendisini olabilecekkötülüklerden koruyacağı fikri ile özleştirilmesi sonucu 'arkadaş' kelimesi 'dost' anlamında Türkçemizdeki yerini buldu. !

Sırtınız 'arka-taş' sız kalmasın........

Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karşılaşırlar. Aşk kendinden emin birşekilde sorar:-Ben senden daha samimi ve daha cana yakınım sen niye varsın ki budünyada?
Arkadaşlık cevap verir :-Sen gittikten sonra bıraktığın gözyaşlarını silmek için....

En iyi arkadaşım olabilirdin belki... Ama şimdi seni aklıma getirmek bile acı veriyor bana... Ancak tümüyle unuttuğumda mutlu olabilirim... Nasılsa gideceksin... Git.... Sen benim arkadaşım olamazsın... Çünkü ben yüreği sessiz yada yüreksiz olanla arkadaş olamam...

Hiç yorum yok: